Film, gelecekte geçen bir zamanda, insanlığın uzayı keşfetmek ve yeni koloniler kurmak için uzay gemileriyle yapılan yolculukları konu alıyor. Avalon adındaki devasa bir uzay gemisi, binlerce yolcu ve mürettebatıyla birlikte Homestead II adlı bir koloni gezegenine yol alırken, 120 yıl sürecek bir yolculuğa başlar. Yolcular bu süre boyunca kriyojenik uykuda olacaklardır ve hedef gezegene uyandıklarında yeni bir hayata başlayacaklardır.
Ancak, gemi bir meteor fırtınasıyla çarpışır ve bu çarpışma, bir arıza sonucu yolculardan biri olan Jim Preston'ın (Chris Pratt) uyanmasına neden olur. Jim, yalnız başına gemide olduğunu keşfeder ve başlangıçta kendi başına kalmışlık duygusuyla mücadele eder. Gemi içindeki aktiviteleri keşfederken, geminin sistemlerini anlamaya ve onarım yapmaya çalışır.
Jim'in yalnızlığı arttıkça, çaresizlik içinde, kriyojenik odalardan birinde uyuyan Aurora Lane (Jennifer Lawrence) adında bir diğer yolcuyu uyandırmaya karar verir. Aurora, bir gazeteci olarak gemide yeni bir hayat kurmak için yolculuk yapmaktadır. Jim, Aurora'nın profiline ve günlüklerine bakarak onunla ilgili bilgi edinir ve sonunda onu uyandırır.
İkili, başlangıçta gemideki lüks yaşamın tadını çıkarırken birbirlerine yakınlaşırlar. Ancak, Jim'in Aurora'yı uyandırma sebebi hakkındaki gerçeği sakladığı ortaya çıktığında, Aurora büyük bir öfkeyle tepki verir. Jim, yaptığı seçimlerle yüzleşirken, Aurora da kendi öfkesini ve kederini yaşar.
Ancak, zamanla ikili birlikte çalışmaya başlar ve geminin teknik sorunlarını çözmeye odaklanır. Geminin sistemlerindeki arızaların ciddiyeti arttıkça, Jim ve Aurora, gemiyi kurtarmak için büyük fedakarlıklar yapmak zorunda kalır. İkili, güçlü bir bağ kurar ve sonunda gemiyi Homestead II'ye güvenli bir şekilde ulaştırır.
"Passengers," insan doğasının derinliklerine inen, yalnızlık, sevgi, bağlılık ve fedakarlık gibi temaları işleyen etkileyici bir bilim kurgu filmidir. Jim ve Aurora'nın karakter gelişimleri ve yaşadıkları zorluklar, izleyiciyi düşündürmeye ve duygusal olarak etkilemeye yöneliktir.