Selçuklu
Devleti'nin çöküşünden sonra küçük beylikler ortaya çıktı ve Osmanlı Beyliği
gibi biri de kuruldu. Osman Bey, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu ve lideriydi.
Hikaye, Osman Bey'in yaşamının son dönemlerinde geçer. Ölüm döşeğinde olan
Osman Bey, oğlu Orhan Bey'e vasiyet ederek kendisinin Bursa'ya defnedilmesini
ister. Bursa'nın fethi Osman Bey için büyük bir öneme sahiptir. Biriktirdiği
hatıralar, aşklar ve çocukluk anıları uzaklarda bir anı olarak kalmıştır. Osman
Bey'in babası Ertuğrul Gazi'nin oğludur.
Roman, geriye
dönüş tekniği kullanılarak Osman Bey'in çocukluk dönemine odaklanır. Küçükken
Osmancık adıyla anılan Osman Bey, hırçın ve gücünü kontrol etmekte zorlanan bir
çocuktur. Babası Ertuğrul Gazi, ona doğru yolu göstermeye çalışsa da Osmancık
umursamaz. Abileri Savcı ve Gündüz ise yetenekli ve başarılı kişilerdir.
Osmancık, onların evliliklerine imrenir ve kendi başarıları gibi övünür. Ancak
abilerine benzememek için çabalar. Osmancık, babasının onu kendi haline
bırakmaya karar verdiği bir akşam, önemli bir göç kervanıyla karşılaşır. Bu
kervanda büyük beyler bulunmaktadır. Temmuz ayında, Osmancık bir uçurumun
kenarında geceleyin gökyüzünü izlerken hayatını değiştirecek biriyle tanışır.
Bu kişi, Ede Balı adını taşır ve kervanın lideridir.
Ede Balı, uzun
bir sohbet sırasında dünyayı büyütenin insanın hırsı olduğunu anlatır. Bu
sözler Osmancık'ın dikkatini çeker. Ancak Ede Balı aniden kaybolur. Osmancık,
onun sesini duyar ve babasının sesine benzetir. Ede Balı, Osmancık'a öfkesini
yansıttığında Osmancık sinirlenir. Ancak bir süre sonra Ede Balı tekrar görünür
ve babasının kılıcını Gündüz'e vermesini söyler. Osmancık ise kardeşiyle
arasına girmemesini ister. Babası Osmancık'ı yanına çağırır ve Ede Balı'nın
söylediklerini vasiyeti olarak kabul ettiğini söyler.
Bu olayların
ardından Aya Nicola'nın haydutlarıyla bir arbedeye girerken Mihail Kosses'le
tanışır. Osmancık, Mihail'e yardım etmek için mücadeleye katılır. Mihail, ona
misafir olmasını teklif eder ve birlikte evlerine giderler. Mihail'in ailesiyle
tanışır: annesi, babası Kosses ve kız kardeşi Zoe. Osmancık, davetlileri
ağırlar ve sonra birlikte gitmeyi teklif eder. Abisi Gündüz ona dikkatli olması
konusunda uyarır, ancak Osmancık bunları umursamaz. Osmancık, Mihail'i
sevmektedir, ancak bu dostluk onun aradığı türden bir ilişki değildir.
Mihail'in kardeşi Zoe'yle olan ilişkilerini sürdürmeleri Osmancık'ın dikkatini
çeker. Zoe, güzel bir genç kızdır ve Osmancık, zenginliğin, dişiliğin ve
güzelliğin somutlaşmış halidir. Zoe'nin yarı Türkçe aksanını da özlemektedir.
Osmancık, bir
süre sonra tekrar Ede Balı ile karşılaşır. Babasının sözleri aklına gelir ve
Ede Balı'nın terazisinin doğru tarttığının farkına varır. Osmancık'ın ilk kez
tanıştığı bir duygu olan korku onu sarar. Dursun Fakı'nın yardımıyla Osmancık,
dedesi Süleyman Şah'ın ve babası Ertuğrul Gazi'nin seferlerini düşünmeye
başlar. Kendi çevresinde sorgulamalar yapar. Ede Balı ve Durmuş Fakı derviştir
ve bir gün Ede Balı'nın evine konuk olur. Burada Ede Balı'nın oğlu Hüsamettin
Turgut ve Kumral Abdal adında dervişle tanışır. Ede Balı'nın güzel kızı Malhun
Hatun'u görür. Günler geçtikçe Osmancık bu kıza aşık olur. Osmancık,
duygularını Ede Balı'ya açar ve Ede Balı, her şeyin töreler doğrultusunda
olacağını söyler. Sonunda Ede Balı, kızını Osmancık'a verir ve mütevazi bir
düğünle evlenirler.
Babası
yaşlandığında, Osman Bey'in yerine Osmancık beğ seçilir. Dündar Bey, Osman
Bey'in yerine Osmancık'ı getirilmesini içten içe kıskanır ve onun yoluna
engeller çıkarmaya çalışır. Ancak Osmancık, büyüklerine saygılı bir şekilde
nazikçe uyarılarda bulunur. Bir muharebe sırasında düşmanlarla savaşırken Osman
Bey, Dündar Bey'i öldürmek zorunda kalır. İkinci muharebede ise Dündar Bey'in
oğlu Batur'u öldürerek onun üzerindeki tehdidi ortadan kaldırır. Osman Bey'in liderliğindeki
Osmanlı Beyliği güçlenir ve Anadolu'nun büyük bir kısmını fetheder. Osmancık'ın
adı Osman Bey olarak değiştirilir ve Osmanlı İmparatorluğu'nun temelleri
atılır.