Beyaz
Zambaklar Ülkesinde kitabı, kurgusal bir romanın ötesinde, insana sorgulama ve
kendimizi, ülkemizi, yaşam tarzımızı gözden geçirme fırsatı sunan, ders
niteliğinde bir eserdir. Bu kitap, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün okullarda
okutulmasını istediği önemli bir yapıttır. Ben de bu kitabı okurken derinden
etkilendim ve birçok ders çıkardım.
Kitap,
Finlandiya olarak adlandırılan, 2 milyon nüfusa sahip bataklıklar ve kayalıklar
ülkesinde geçer. Finlandiya, tüm halkın bir araya gelerek ülkeyi kalkındırdığı
bir yerdir. Kitabın yazarı Grigory Petrov, kitabı baş karakter Snelman'ın
ağzından anlatmış ve bölümler halinde ilerleyen bir yapıya sahiptir.
Finlandiya,
İsveç egemenliği altında olduğu dönemde tüm iktidarın, ticaretin, sanatın,
okulların ve hatta kilisenin İsveçlilerin elinde olduğu bir ülkeydi. Yönetici
ve aydın kesimi tamamen İsveçliydi ve Finlandiya halkına tepeden bakıyorlardı.
Bu durum, Finlandiya'nın kültürel gelişimini olumsuz etkiliyordu. Ancak 1808
yılında Rusya Finlandiya'nın yarısını ele geçirerek Finlandiya'nın kendi
kültürünü özgürce geliştirmesine olanak tanıdı. Bu süreçte kültürel gelişim
sadece temel okuma ve yazma becerileriyle sınırlıydı. Ancak Finlandiya'nın
gelişimi için önemli bir figür olan Johan Wilhelm Snelman sahneye çıktı.
Snelman,
Finlandiya'nın gelişmesi için bir seferberlik ilan etti ve öncelikle aydınlarla
konuşarak başladı. Aydınların halka tepeden bakmanın değil, kendileri ne kadar
bilgiliyse halkın da o kadar bilgili olması gerektiğini anlamalarını ve
öğrendiklerini halkla paylaşmalarını söyledi. Alt kesimleri daha iyi bir yaşam
kurmaları için eğitmeleri gerektiğini vurguladı. Sonrasında öğretmenlere aynı
çağrıyı yaptı. Snelman, din adamlarının da Finlandiya'nın gelişimi açısından
önemli kişiler olduğunu düşünüyordu. Din adamlarının manevi değerleri korumak
ve umutlarını kaybetmemek adına önemli bir rol üstlenmeleri gerektiğini
düşünüyordu. Din adamları, çocukları ve gençleri bir araya getirerek onları
etkilemeye ve inanç aşılamaya çalıştılar.
Yönetimde ise
Finlandiya ile Rusya arasında yapılan anlaşma sonucunda yeni bir anayasa kabul
edildi ve parlamento tekrar faaliyete geçti. Finlandiya'nın dört bir yanından
devlet memurları Helsinki'ye akın etti ve İsveçli devlet adamlarının yerine
Finlandiyalı memurlar geçti. Snelman, memurlara vatandaşların yasalara saygılı
ve derin bir adalet duygusuna sahip bireyler olarak yetiştirilmesi için
yardımcı olmalarını istedi.
Ordu da
önemli değişiklikler yaşadı. İsveç döneminde askerlerin kışlada içki içtiği,
kumar oynadığı, halkla ilgilenmediği ve kaba davrandığı bir durum vardı.
Snelman ve arkadaşları bu durumu değiştirmek için askerlere konferanslar
vererek askeri eğitimin önemini anlattılar. Aileler artık oğullarının askere
gidip iyi terbiye almasını istiyorlardı. Kışlada bilimden kültüre kadar bir
bireyin sahip olması gereken tüm özellikler anlatılıyor ve askerler eğitiliyordu.
Bu ve benzeri
değişiklikler sayesinde Finlandiya'da büyük ilerlemeler kaydedildi. Halk,
kayalıkların üstüne verimli topraklar yerleştirerek tarım yapmaya başladı.
Üretim arttı, okullar açıldı ve insanlar okumaya başladı. Bu gelişmeler
Finlandiya'nın refah ve eğitim düzeyinin yüksek olduğu bir gelişmiş ülke haline
gelmesine katkı sağladı.