Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" adlı
romanı, 20. yüzyıl Türkiye'sinde geçen bir aşk hikayesini anlatmaktadır. Roman,
insanların çoğunlukla görmezden geldiği sessiz ve mütevazı bir adam olan Raif
ile genç bir adam olan Rasim arasındaki sıradışı bağı ele almaktadır.
Hikaye, Rasim'in iş ararken arkadaşı Hamdi aracılığıyla
Raif'in yanında işe başlamasıyla başlar. Raif, Almanca çeviri yapmaktadır ve iş
arkadaşları tarafından soğuk ve çekilmez biri olarak tanımlanmaktadır. Ancak
Rasim, Raif'e karşı bir sempati duymaktadır ve zamanla aralarında bir dostluk
gelişir.
Bir gün Raif ağır bir hastalığa yakalanır ve ölüm döşeğinde
yatarken, kızı Rasim'i çağırır ve kendisine ait bir defteri getirmesini ve
yakmasını söyler. Ancak merakına yenik düşen Rasim, defteri okur ve Raif'in
gençliğinde Almanya'da bir sabun fabrikasında çalışırken Maria Puder adında bir
ressamın "Kürk Mantolu Madonna" adlı resmine aşık olduğunu ve bu
aşkın onun hayatındaki en önemli şey olduğunu öğrenir. Bu olay, Raif ve Maria
Puder arasındaki aşk hikayesinin ortaya çıkmasına ve Raif'in hayatının sırrını
açıklamasına yol açar.
Raif'in ölümünden sonra, Rasim kendini Raif'in hayatını
araştırmaya adar ve Maria Puder ile ilgili araştırmalar yapar. Maria Puder'in
hayatına dair gerçekleri öğrenir ve Raif'in hayatını anlamakta yardımcı olacak
birçok ipucu bulur. Bu araştırmalar, Rasim'in kendi hayatında da birçok
değişikliğe yol açar ve onu kendisiyle ve dünyayla ilgili birçok yeni şey
öğrenmeye iter.
"Kürk Mantolu Madonna", aşkın gücü ve hayatta
karşılaşılan zorluklarla başa çıkmanın yolları gibi evrensel konulara
odaklanırken, Türkiye'nin tarihi, kültürü ve toplumsal yapısı hakkında da
birçok önemli ipucu vermektedir. Roman, ayrıca Elif Şafak'ın akıcı üslubu ve
derin karakter analizleriyle de dikkat çekmektedir.