Rodya Romanoviç Raskolnikov, zengin olmayan bir gençtir ve
hukuk öğrenimini yarıda bırakmıştır. Batı'dan gelen siyasi ve felsefi
düşüncelerle kafası karışıktır ve nefret ettiği bir tefeci kadını öldürmeye
karar verir. Bu sayede hem maddi problemlerinden kurtulabilecektir, hem de
dünyayı kötü, değersiz insanlardan temizleyecektir. Raskolnikov, yüce bir amaca
hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanmaktadır. Birçok
hesaplamadan sonra kadının evine giderek onu vahşice baltayla öldürür. Ancak, evde
yaşayan üvey kız kardeşi Alonya'nın beklenmedik bir şekilde ortaya çıkması
üzerine, onu da öldürmek zorunda kalır. Birkaç küçük süs eşyası alır ve kimseye
görünmeden kaçar.
Raskolnikov, kimse tarafından görülmediğini bile bile son
derece endişelidir. Endişesi, ailesi ve yakın çevresi tarafından da hissedilir.
Raskolnikov'un hayatında üç kadın vardır: annesi, müşfik bir kadın; kız kardeşi
Dounia; ve fahişelik yaparak ailesine bakmak zorunda kalan Marmeladov adlı
işsiz bir kâtibin kızı Sonia.
Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer
delilleri saklamak için deli gibi çırpınır. Bir borç yüzünden karakola
çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir ve günlerce hasta yatar.
"Katilin cinayet yerine dönmesi" kuralına uygun olarak, yakalanmayı
ve rahatlamayı, arınmayı arzulayan Raskolnikov, öldürdüğü tefeci kadının evine
gider. Burada komiserle tanışır ve davranışları dikkat çekerek baş şüpheli haline
gelir. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petroviç, Raskolnikov'un katil
olduğunu düşünür.
Raskolnikov, Sonia'ya suçunu ve aşkını itiraf eder. Sonia
fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi kalpli bir kızdır. Ona acır ve suçunu
polise itiraf etmesi gerektiğini söyler. Sonunda vicdan azabı sayesinde
Raskolnikov suçunu itiraf eder ve Sibirya'ya sürgüne gönderilir. Sonia, onun
serbest kalacağı günü bekleyecektir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık
duymamaktadır, fakat Sonia’nın sayesinde kendini dine verebilecektir.