Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur Roman Özeti

 


Mümtaz ve Suat'ın aşkları, Tanpınar'ın öyküsünde merkezi bir yer tutar. Mümtaz ve Nuran birbirlerine aşık olmuş ve evlenmeyi planlamışlardır. Ancak Suat umutsuzluğa kapılarak kendini asarak intihar eder. Bu trajik olay sonucunda Nuran'dan ayrılan Mümtaz, iç dünyasında büyük bir yıkıma uğrar. II. Dünya Savaşı'nın başlangıcının radyoda duyurulduğu bir anda, Suat'ın hayalini gören Mümtaz merdiven başına yığılır. Bazı edebiyat eleştirmenleri, Tanpınar'ın metninde ölümün belirtilmemesine rağmen, sonunda Mümtaz'ın öldüğünü yorumlamışlardır.

 

Tanpınar'ın romanı, İstanbul'un farklı bölgelerinde gezen Mümtaz'ı, Beyazıt Sahaflar Çarşısı'nda, salaş dükkanlarda, bit pazarında, Çekmece'de balıkçıların olduğu mahallelerde ve kır kahvelerinde dolaştırır. Bu sayede, İstanbul'un köşelerinde zamanın donup kaldığı ve biriktiği yerleri tasvir eder. Huzur'un ilerleyen bölümlerinde, Boğaz'a ve zengin bir eve geçiş yapılır, adeta başka bir dünyaya girilir. Mümtaz, önceleri bu modern semtte mutlu olsa da, buradaki insanların neden olduğu olaylar sonucu yıkılır. Mümtaz, geçmemesi gereken bir sınırı aşmıştır.

 

Mümtaz, bir Ada vapurunda Nuran'la karşılaşır ve "Tehlikeli denecek derecede zengin, her ihtimale gebe, her mânasında velûd bir kadınlık hayatı(nın), bakımsız bir tarla gibi sırf kendisini işleyecek erkeğin yokluğundan yarı hülyâ, yarı verimsizliğin bütün sebeplerini kendisinde gören bir aşağılık duygusu içinde akıp gittiğini" fark eder. Bu tespitin ardından, Mümtaz kendisini İhsan'ın kollarına atan zalim bir çocukluk anısını hatırlar ve duygusal arka planını inşa etmeye karar verir: "Eğer o benim için her şeyse, bütün kâinatımla ona taşınmalıyım" der. Her yeni tecrübe, kişisel ve ilk gibi hissedilir.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski